Destek eğitim en fazla kaç saat verilebilir ?

Kaan

New member
“Kızımın Eğitimi İçin Savaştım”: Bir Babanın Destek Eğitim Mücadelesi

Selam dostlar,

Ben Murat. 42 yaşındayım, Adana'da yaşıyorum, bir kız babasıyım. Kızım Defne 8 yaşında ve özel öğrenme güçlüğü tanısıyla ilkokula başladı. İlk zamanlar anlamıyordum. Okuldan gelen uyarılar, Defne’nin derse odaklanamaması, harfleri ters yazması… Sonra rehber öğretmenle bir görüşme yaptık ve destek eğitim ihtimali gündeme geldi. İşte o gün başladım bu “destek eğitim en fazla kaç saat verilebilir” sorusunun peşine düşmeye.

Ama asıl hikâyem, sadece bu sorunun cevabını değil, cevabın arkasındaki insanları tanımamla başladı.

I. Destek Eğitimin Kapısında: Farklı İki Dünya

Rehberlik araştırma merkezinde sıra beklerken yanımda iki kişi vardı. Biri, 35 yaşlarında, takım elbiseli, belgelerini sıkıca kavramış bir baba: Emrah Bey. Diğeri, 50’lerinde, eşofman giymiş, yanındaki çocuğun saçlarını okşayan bir anne: Ayten Hanım.

Emrah Bey bana döndü, "Ben haftada 8 saatin peşindeyim," dedi. "Çünkü devletin verdiği maksimum hakkı değerlendirmem lazım. Çocukta dikkat eksikliği var, ama özel dersler bütçeyi zorluyor. Destek eğitim olmazsa bu iş yürümez."

Analitik, stratejik, hakkını bilen biriydi. Dilekçesini gösterdi: mevzuata göre, özel eğitim ihtiyacı olan çocuklara haftada en fazla 8 saat bireysel destek verilebileceğini öğrenmişti.

Ayten Hanım ise biraz farklıydı. "Ben saati çok düşünmüyorum," dedi. "Önemli olan öğretmeniyle bağ kurması. Bu çocuklar için bir öğretmenden güven görmek, 10 saat dersten daha kıymetli olabilir."

İşte o an fark ettim… Bir baba sistemi çözmeye çalışıyor, bir anne ise çocuğun duygusal ihtiyaçlarına köprü kuruyordu.

II. Bir Saatlik Destek mi, Sekiz Saatlik Yük mü?

Emrah Bey haftada 8 saat destek alınca mutlu oldu. Ama kızı 4. haftada ağlamaya başladı: "Ben yoruldum, öğretmenle o kadar zaman geçirmek istemiyorum."

Ayten Hanım ise çocuğunu sadece haftada 2 saat gönderdi, ama öğretmenle haftada bir defa kahvaltı yaptı. Çocuk destek merkezini "oyun evi" sanıyordu.

Peki destek eğitimin süresi mi, niteliği mi daha önemli?

Gerçekten haftada 8 saat eğitim, her çocuk için uygun mu?

Yoksa bu saat sınırlaması sadece kağıt üstünde mi var?

Ben bu soruların ortasında kalakaldım.

III. Yönetmelik, Merhamet ve Mantık

Milli Eğitim Bakanlığı'nın Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği'nde, destek eğitim için önerilen süreler genellikle haftalık maksimum 8 saatle sınırlı. Ancak RAM raporu bunu daha da netleştiriyor: her öğrencinin tanısına, ihtiyacına göre farklılık gösteriyor.

Burada erkekler genelde şöyle düşünüyor:

“Çocuğun hakkı neyse alalım. 8 saatse 8 saat. Tam verimle kullanalım.”

Kadınlarsa şunu soruyor:

“Peki çocuğum bu kadar saati kaldırabilecek mi? Yorgun düşer mi? Öğretmeniyle nasıl bir ilişki kuracak?”

İşte bu yüzden sadece saat hesabıyla değil, çocuğun psikolojik ve sosyal dengesiyle de ilgilenmek gerekiyor.

IV. Defne’nin Dönüşümü: Destekten Güvene

Defne için ilk etapta 4 saat önerildi. Emrah Bey gibi 8 saat istemedim. Ama Ayten Hanım gibi duygusal davranmakla da kalmadım. Orta bir yol aradım.

Destek öğretmeniyle konuştum: “Hocam, kızım çekingen. Önce güven duygusu gelişsin. Sonra ders sayısını artırabiliriz.”

Öğretmeni sağ olsun, Defne’yle önce kitap boyadılar, sonra hikâye okudular. Ders falan olmadı ilk iki hafta. Ama üçüncü haftada Defne, ilk defa kendi başına bir matematik sorusunu çözdü.

İşte destek eğitimin “gerçek anlamı” buydu belki de.

V. Sonuç Yerine: Forumun Gücü ve Sizin Deneyimleriniz

Ben kendi yolculuğumda şunu öğrendim: destek eğitimi “kaç saat” olduğu kadar, “nasıl bir öğretmenle, hangi duygusal zeminle” verildiğiyle anlam kazanıyor.

Bu forumda sizlerin de deneyimlerini duymak isterim:

– Destek eğitim saat sınırlaması sizi zorluyor mu?

– Haftalık 8 saat yeterli mi, fazla mı?

– Çocuğunuzun duygusal durumu bu süreçte nasıl etkileniyor?

– Sizce erkekler gibi stratejik mi, yoksa kadınlar gibi empatik mi yaklaşmak daha faydalı?

Kim bilir, belki de çözüm bu iki yaklaşımı dengelemekte saklıdır.

Gelin, birlikte tartışalım. Hem çocuklarımız hem geleceğimiz için…