Online boşanma davası açılıyor mu ?

Kaan

New member
Online Boşanma Davası Açılıyor mu? Dijital Adalet Kapısını Aralıyoruz

Arkadaşlar, son zamanlarda çevremde en çok duyduğum sorulardan biri şu:

“Online boşanma davası açılabiliyor mu gerçekten?”

Pandemiyle birlikte her şey dijitalleşti; alışveriş, eğitim, hatta doktor randevuları bile ekranlara taşındı. E hal böyleyken insanlar doğal olarak adalet sisteminde de aynı kolaylığı arıyor. Peki gerçekten evliliği bitirmek için adliyeye gitmeden, bilgisayar başından süreci başlatmak mümkün mü?

Kahvenizi alın, bu konuyu birlikte konuşalım. Hem erkeklerin “pratik” yaklaşımını hem de kadınların “duygusal” ve “sosyal etkiler” odaklı bakışını da masaya yatıralım.

---

E-Devlet, UYAP ve Dijital Dönüşüm: Boşanma Artık Klavye Ucunda mı?

Türkiye’de Adalet Bakanlığı’nın 2011’de devreye aldığı UYAP Vatandaş Portalı, dava açma süreçlerini dijitalleştirdi.

Artık vatandaşlar, UYAP üzerinden e-Devlet bilgileriyle giriş yaparak birçok işlemi evden gerçekleştirebiliyor.

Ancak burada önemli bir ayrım var:

- “Online boşanma davası açmak” tam anlamıyla “evden birkaç tıklamayla boşanmak” anlamına gelmiyor.

- Ama boşanma davası dilekçesini online sistem üzerinden sunmak, evet, artık mümkün.

Yani fiziksel olarak adliyeye gitmeden, UYAP sistemi üzerinden bir avukat aracılığıyla veya şahsen boşanma davası açabiliyorsunuz. Dava dosyası elektronik ortamda mahkemeye iletiliyor, duruşmalar ise hâlâ genellikle yüz yüze yapılıyor (istisnalar hariç).

---

Gerçek Hayattan Örnek: 2024’te E-Duruşma Rekoru

2024 yılında Adalet Bakanlığı verilerine göre, yaklaşık 900 bin dava e-duruşma sistemi üzerinden görüldü.

Bu sistem, özellikle farklı şehirlerde yaşayan çiftlerin işini kolaylaştırdı.

Bir örnek:

- Ankara’da yaşayan bir kadın, eşinden İzmir’de boşanmak istedi.

- Avukatıyla birlikte e-duruşma talebi oluşturdu.

- Mahkeme kabul etti ve kadın, kendi şehrindeki adliyeden online bağlantıyla duruşmaya katıldı.

Bu sistem sayesinde hem zamandan hem yol masrafından tasarruf etti.

Ama işin ilginç kısmı şu: Bu kolaylık erkek ve kadın tarafında çok farklı tepkiler doğurdu.

---

Erkekler: “Ne Kadar Kısa, O Kadar İyi”

Forumlarda erkek kullanıcıların genel yorumu şu yönde:

> “Madem bitecek, uzatmanın anlamı yok. Online olsun bitsin.”

Erkeklerin çoğu, sonuç odaklı ve pratik düşünüyor.

Onlar için mesele, duygusal bir sürecin değil, yasal bir işlemin tamamlanması.

“Evden belge yükleyeyim, e-imza atayım, mahkeme günü gelsin” mantığı hâkim.

Hatta bazı kullanıcılar, e-imza sisteminin geliştirilmesiyle “tamamen çevrim içi boşanma” modelinin geleceğini savunuyor.

> “Evlenirken nikâh memuru ekran karşısında olur, boşanırken neden olmasın?”

> diye espri yapan bile var.

Ama elbette bu iş sadece “tıklayıp boşanmak” kadar kolay değil.

Boşanma, mal paylaşımı, velayet, nafaka gibi konular yüzünden hâlâ mahkeme önünde beyan vermeyi gerektiriyor.

---

Kadınlar: “Evet, Kolay Ama Duygusal Yük Aynı”

Kadın forumlarında konu biraz farklı bir tonda konuşuluyor.

> “Online dava açmak kolay ama biten bir evliliğin yükü hâlâ ağır.”

Kadınlar, sürecin teknolojik kolaylığını takdir etse de, duygusal yönün hâlâ aynı yoğunlukta olduğunu vurguluyor.

Ayrıca bazı kadınlar için online süreç, sosyal baskıyı azaltan bir araç olmuş durumda.

Örneğin küçük bir şehirde yaşayan biri, “Adliyeye gitmeden dava açabilmek beni rahatlattı, kimsenin duyması gerekmiyor.” diyor.

Yani teknolojinin bu yönü, sadece pratiklik değil, mahremiyet anlamında da bir güç sağlıyor.

Ama yine de kadın kullanıcılar arasında şu sorular sıkça geçiyor:

- “Online dava demek, eşimle yüz yüze konuşmadan bitirmek mi?”

- “Bu kadar kolay olursa, insanlar daha mı kolay boşanır?”

Bu sorular, sürecin psikolojik etkilerinin ne kadar derin olduğunu gösteriyor.

---

Avukatlar Ne Diyor?

Hukukçuların genel görüşü:

> “Online dava süreci, adalete erişimi kolaylaştırdı ama insan ilişkilerinin duygusal yönünü ortadan kaldırmadı.”

Türkiye Barolar Birliği verilerine göre, 2024’te açılan boşanma davalarının yaklaşık %12’si UYAP üzerinden başlatıldı.

Bu oran hızla artıyor.

Avukatlar, özellikle anlaşmalı boşanmalarda online sistemin çok daha verimli çalıştığını belirtiyor.

Ama çekişmeli boşanmalarda hâkimlerin genelde tarafları fiziksel duruşmaya çağırdığını da ekliyorlar.

Çünkü yüz yüze ifadenin hâlâ adalet duygusu açısından daha güvenilir olduğu düşünülüyor.

---

Geleceğe Bakış: Tamamen Dijital Boşanma Yakın mı?

Adalet Bakanlığı, 2025 itibariyle “Dijital Mahkeme Projesi”ni pilot olarak test etmeye başladı.

Bu sistem, duruşmaların tamamen çevrim içi yapılabildiği bir platform sunacak.

Yani birkaç yıl içinde “tamamen online boşanma” olasılığı hiç de uzak görünmüyor.

Ama bu noktada şu tartışma da büyüyor:

“İlişkiler zaten ekranlaşmışken, boşanmalar da mı ekrandan olacak?”

Bir forum kullanıcısı şöyle yazmış:

> “Evliliği WhatsApp mesajlarıyla bitiren bir dönemde, boşanmanın online olması gayet mantıklı.”

> Bir diğeri ise cevap vermiş:

> “Ama o zaman vedalaşmanın insani tarafı kalmaz, her şey algoritmaya döner.”

Bu diyaloglar gösteriyor ki konu sadece hukuk değil, aynı zamanda insanlık ve duygular meselesi.

---

Sonuç: Boşanma Dijitalleşiyor, Ama Kalpler Hâlâ Analog

Evet, online boşanma davası açmak artık mümkün.

E-Devlet ve UYAP sayesinde, adliyeye gitmeden süreci başlatabiliyorsunuz.

Ama hâlâ mahkemede hâkimin karşısına çıkmak, bazı belgeleri fiziksel olarak sunmak gerekebiliyor.

Erkekler bu gelişmeyi “zaman kazandıran bir yenilik” olarak görüyor.

Kadınlar ise “mahremiyet ve psikolojik konfor” açısından değerlendiriyor.

Yani teknoloji farklı cinsiyetlerde farklı anlamlar kazanıyor.

Ama nihayetinde, adaletin ekranlara taşınması, hem umut hem de soru işareti yaratıyor.

Gerçekten dijitalleşme bizi özgürleştiriyor mu, yoksa duygusal bağlarımızı sığlaştırıyor mu?

---

Peki Siz Ne Düşünüyorsunuz?

- Sizce tamamen online boşanma, adaletin hızlanması mı yoksa duygusuzlaşması mı demek?

- Evlenmek kadar boşanmak da birkaç tıkla olmalı mı?

- Yoksa bazı şeyler hâlâ yüz yüze yaşanmalı mı?

Forumun söz sizde.

Belki de bu dijital çağda asıl sorumuz “boşanma nasıl yapılır?” değil,

“insan ilişkilerini teknolojiyle nereye kadar taşıyabiliriz?” olmalı.